SOSYOLOJİNİN DİSİPLİNLERARASI DOĞASI VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMİN ANLAŞILMASINDA TAMAMLAYICILIK EKOLÜ: TAMAMLAYICI SOSYOLOJİSİ

Özet

Bu çalışma, sistem kuramlarının mevcut parçalı ve işlevsellik açısından eleştirel bir perspektiften yaklaşarak, Bülent Kara tarafından ayrıl "Tamamlayıcı Sosyoloji" ekolünü kuramsal ve analitik düzeyde değerlendirmeyi sağlamaktadır. Makalenin temel hedefi, işlem düşüncesinin çağdaş dönüşümleri anlamlandırmada karşılaşılan kuramsal yetersizlikleri gidermek üzere tamamlayıcılık ilkesine dayalı bütüncül bir yaklaşım önermesidir. Kara'nın üyelik temsilcisi, klasik bütünleştiricilikten farklı olarak, parçalar arasında teknolojik kurmadan karşılıklı anlam birlik oluşturma ve toplumsal olguları ötekileştirmeden analiz etmeyi esas alır. Bu kuramsal çerçeve, disiplinler arası desteklenerek Kovid-19 pandemisi ve dijital dönüşüm gibi kırılma anlarında yaşanan toplumsal dönüşümün analizinde uygulanabilirliği güçleniyor. Pandemi süreci ve teknolojik değişim, bireylerin-toplum bileşenlerinde derin dayanıklılık dönüşümlerine yol açmış ve bu yönlü tamamlayıcı parçalar, toplumsal düzenin yeniden inşasında açık bir kuram olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca sosyal iş gücü ile bireylerin toplumsal değişimleri ve yeni normatif düzenin oluşumu da bu kapsamda değerlendirilmiştir. Tamamlayıcı Sosyoloji, yalnızca toplumsal bireylerin değil, bireylerin de dönüşümünü analiz eden çok kapsamlı bir perspektif sunmakta olup medya, normlar ve kimlik oluşumu gibi alanlarda da açık güç göstermektedir. Böylece bu makale, Kara'nın öncülüğünde tamamlayıcı Sosyoloji ekolünü, tamamlayıcı bilgi son derece gelişmiş ve bütüncül bir paradigma olarak gelenekseldir. Tamamlayıcı Sosyoloji, sosyologlara yalnızca mevcut toplumsal kalıpları analiz etme olanağı değil, aynı zamanda bu yapılar arasındaki ilişkileri anlamlandırma ve yeni kuramsal açılımlar geliştirme imkânı sunulabilmesi ifade edilebilir. Bu yaklaşım, sosyologları klasik kuramların genişletici ikiliklerinden örnek olarak bireyin-toplum, mikro-makro, özne-nesne gibi kategorilerden uzaklaştırarak daha esnek, bütüncül ve ilişkisel bir analiz çerçevelerine yönlendirir. Tamamlayıcı Sosyoloji, parçalı toplumsal gerçeklikleri tek bir merkezden ayrılmak yerine, bu gerçeklikler arasında anlam köprüleri bölünmüş ve farklı toplumsal yaşamlar dışlamadan bir arada değerlendirmeyi önermektedir. Buna göre sosyologlar, yalnızca toplumsal olaylarla birlikte aynı zamanda bu olaylar arasında yanma yaratma, anlam üretme ve farklılıklar arasında tamamlayıcı bir gelişme gelişme da üstlenir. Bu yaklaşım, özellikle hızlı bir şekilde dijital çağda, yeni normatif yapılar, kimlik biçimleri, medya sonuçları ve sosyal iş gücü dönüşümleri gibi karmaşık toplumsal parçalarda sosyologlara güçlü bir kuramsal donanım sunmaktadır.