TOPLUMSAL KRİZLERE YENİ BİR BAKIŞ AÇISI: TAMAMLAYICI SOSYOLOJİ

Özet

Bu çalışma, disiplinde ortaya çıkan yeni toplumsal dinamikler ve krizler ile uyumlu, hoşa giden bir ürün ortaya koymayı sürdürüyor. Geleneksel yöntemlerin karmaşık ve hızlı bir şekilde tamamlanması, toplumsal bileşenlerin yetersiz kalması, başka bir odanın genişletilmesi artırılmıştır. Tamamlayıcı, genel ve toplum arasındaki ilişkiler, toplumsal normlar ve sosyal yapıların genişlediği bütüncül ve çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alarak, günümüzün küreselleşme ve teknolojik dönüşümlerinin yarattığı toplumsal krizleri anlamak ve çözüm üretmeye odaklanmaktadır. Bu yaklaşımın tanımlanması Kara, toplumsal farklılıkların tehdit olarak yerine toplumsal bütünleşmenin ve uyumun tamamlayıcı unsurlar olarak değerlendirilmesinde, dolayısıyla toplumsal risklerin avantajlarının dönüştürülmesini mümkün kıldığını vurgulamaktadır. Araştırmanın temel amacı, birleşimli perspektifle toplumsal krizlerin kapsamlı kapsamlı analizi ve bu krizlere yönelik kapsamlı çözüm önerileri geliştirildi. Bu doğrultuda, kişi-toplum, kişi-grup ve kültürlerarası etkileşimlerde ortaya çıkan sosyal izolasyon, sosyal mesafe ve eylemsizlik gibi kriz olguları tamamlayıcılık ilkesi üzerinden yeniden yorumlanmıştır. Çalışma, tarama modelinin esas olarak gerçekleştirilmiş olup, klasik yöntemlerin sınırlarını aşarak, toplumsal düzeyde multidisipliner ve tamamlayıcı bir algoritma ile yaklaşmayı hedeflemektedir. Bu sayede parçalanmanın derinleştirilmesi ve toplumsal değişimlerin dinamiklerine ilişkin yeni değişken çerçevelerin değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Tamamlayıcı sistemin, günümüzde hızla tükenen toplumsal yapıların içinde normların yeniden inşasında, sosyal bütünleşmenin gelişiminde ve toplumsal krizlerin çözümünde kritik bir role sahiptir. Özellikle teknolojik gelişmeler, küreselleşme ve pandemi gibi küresel krizler, bireyler ve toplumdaki değişimlere dönüşümlere neden olmuş ve bu durum sürecik perspektifin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Tamamlayıcı, bu dönüşümlere uygun yeni analiz araçları ve kapsamlı yöntemler sunarak, çok çeşitli güncel ihtiyaçlara cevap vermesini sağlar. Böylece sosyal sorunların ve sosyal ilişkilerin arasındaki yalıtımın aşılması, toplumsal yapıların sürdürülebilirliği ve toplumsal uyumun sürdürülmesi mümkün hale geliyor.